Tahmini okuma süresi: 4 dakika 16 saniye
Ağrı Terapisi
Ağrı çok yaygın bir durumdur. İnsanlar yaşlandıkça ağrı oluşumu artar ve kadınların ağrı yaşama olasılığı erkeklere göre daha fazladır. 2 ana ağrı türü vardır ve bunlar şu şekildedir:
Akut ağrı: Bir yaralanmaya veya tıbbi duruma normal bir yanıt olarak ortaya çıkar. Aniden başlar ve genellikle kısa sürer.
Kronik ağrı: İyileşme için beklenen sürenin ötesinde devam eden ağrı türüdür. Genellikle 3 aydan uzun sürer.
Ağrı, donuk bir ağrıdan keskin bir bıçaklamaya kadar herhangi bir şey olabilir ve hafiften aşırıya kadar değişebilir. Vücudunuzun sadece bir bölgesinde ağrı hissedebilirsiniz veya ağrı tüm vücuda yayılabilir.
Ağrı Neden Olur?
Yetişkinlerde görülen ağrının en yaygın nedenleri şunlardır;
- Yaralanma
- Tıbbi durumlar (kanser, artrit ve sırt problemleri)
- Ameliyat
Ağrı Vücudu Nasıl Etkiler?
Ağrı karmaşık bir koruyucu mekanizmadır. Vücudu tehlike ve zararlardan koruyan evrimin önemli bir parçasıdır. Vücudun, tehlikeyi algılayan 2 ana sinir tipine bağlı ağrı reseptörleri vardır. Bir sinir tipi mesajları hızlı bir şekilde iletir ve keskin, ani bir ağrıya neden olur. Diğeri mesajları yavaşça ileterek zonklayıcı bir ağrıya neden olur.
Vücudun bazı bölgelerinde diğerlerinden daha fazla ağrı reseptörü bulunur. Örneğin, deride çok sayıda reseptör vardır, bu nedenle ağrının tam yerini ve türünü söylemek kolaydır. Bağırsakta çok daha az reseptör vardır, bu nedenle mide ağrısının kesin yerini saptamak daha zordur.
Tehlikeli bir şeye (örneğin sıcak veya keskin bir şeye) dokunularak derideki ağrı reseptörleri aktive edilirse, bu sinirler omuriliğe ve ardından beynin talamus adı verilen kısmına uyarı gönderir. Bazen omurilik, kasları kasmak için kaslara anında bir sinyal gönderir. Bu, etkilenen vücut kısmını tehlike veya zarar kaynağından uzaklaştırır. Aslında daha fazla hasarın oluşmasını önleyen bir refleks reaksiyonudur. Acı hissetmeden önce olur.
Ağrı Terapisi Nedir?
Araştırmalar, bir kişinin duygusal sağlığının ağrı deneyimini etkileyebileceğini göstermektedir. Sebebini anlamak ve ağrınızla başa çıkmanın etkili yollarını öğrenmek yaşam kalitenizi artırabilir. Üsküdar Getat ağrı terapisi stratejileri şunları içerir;
- Ağrı kesici ilaçlar
- Fizik tedaviler (sıcak veya soğuk kompres, masaj, hidroterapi veya egzersiz)
- Psikolojik terapiler (bilişsel davranış terapisi, gevşeme teknikleri ve meditasyon)
- Zihin ve beden terapisi (akupunktur)
- İlaçsız Ağrı Terapisi
Ağrınızı yönetmenize yardımcı olacak birçok ilaç dışı tedavi mevcuttur. Tedavilerin ve terapilerin bir kombinasyonu genellikle tek bir tedaviden daha etkilidir. Üsküdar Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp biriminde kullanılan bazı ilaç dışı seçenekler şunları içerir;
Yürüme, germe, güçlendirme veya aerobik egzersizler gibi fizik tedaviler ağrıyı azaltmaya, sizi hareketli tutmaya ve ruh halinizi iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Masaj yumuşak doku yaralanmaları için daha uygundur ve ağrı eklemlerde ise kaçınılmalıdır. Masajın ağrıyı yönetmeye yardımcı olabileceğini gösteren bazı kanıtlar vardır, ancak uzun süreli bir tedavi olarak önerilmez.
Bilişsel davranış terapisi (BDT), nasıl düşündüğünüzü ve buna bağlı olarak ağrı hakkında nasıl hissettiğinizi ve nasıl davrandığınızı değiştirmeyi öğrenmenize yardımcı olabilir. Bu, kronik ağrıyı kendi kendine yönetmeyi öğrenmek için değerli bir stratejidir.
Akupunktur, ciltteki belirli noktalara ince iğneler sokmayı içerir. Doğal ağrı giderici bileşikler (endorfinler) salgılayarak vücuttaki dengeyi yeniden sağlamayı ve vücudun iyileşmesini teşvik etmeyi amaçlar.
Aktif International hastanelerindeki doktorlarımız sizin için en iyi tedaviler konusunda size rehberlik edebilir.
Ağrıyı azaltmaya yardımcı olmak için çeşitli stratejiler kullanmak önemlidir. Sadece ilaçlara ya da diğer tedavi yöntemlerine odaklanmak yerine kendi ağrı yönetiminizi yapmanız da önemlidir. Bunun için ağrıyı tetikleyen olaylardan kaçınabilir ya da günlük aktivitelerinizi kendinize göre uyarlayabilirsiniz. Aktif bir yaşam tarzınız yoksa daha çok hareket ederek kaslarınızın çalışmasını sağlamanız da mümkündür. Ancak tüm bu değişikliklerden önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Yazar: Onur Ceyhan